8 Temmuz 2009 Çarşamba

FİNİKE TATİL CENNETİ

Portakalın merkezi, tarihin beşiği, sivil mimarisi, bakir kumsalların en uzunu, sıcak havası, temiz denizi, koyları, marinası, bir de içme suyu. FİNİKE.
Finike’de yaşanır mı derseniz, yaşanır hem de çok güzel yaşanır. Soba yakmadan, trafikte sıkışmadan, ciğerleri dumanla boğmadan, turfanda sıkıntısı çekmeden, denizi özlemeden, C vitamini eksikliği hissetmeden bal gibi yaşanır. Hele söyle yüksek tepelerin birinin yamacında bir de başınızı sokacak ev buldunuz mu? Portakal çiçeklerinin baş döndürücü kokularını teneffüs ederek, değmeyin keyfime gibisinden o hayata doyum olmaz.

Bir tarafınızda Kaş Kalkan, Demre bir tarafınızda Kemer, Antalya Alanya. Deniz derseniz mevsimi uzun yüz yüzebildiğin kadar yüz, marina derseniz o da var. Sırası gelince bir tekne alıp bağladınız mı? Tamam işte, sabahları balığa çıksanız, yeter de artar bile en iyisi emekli olup, gelip buralara yerleşmek. Büyük şehirler bitirecek bizi diye düşünerek girdim Finike’ye. Aklım yollarda gördüğüm irili ufaklı muhteşem koylarda kaldı. Kimisinde yol üzeri deniz banyosu yapmanızı sağlayacak küçük çaplı kabin, duş, kafeterya, şezlong, semsiye de var. Kısa bir mola ver gir çık, yola devam et. Ne yorgunluk kalır, ne stres. Çok pratik. Tüm şoför yorgunluğundan kurtulursunuz. Hayallere dalınca yolun nasıl geçtiğini anlamadan giriliyor Finike’ye.

Güzel bir ilçeye yaklaştığınızı çok önceden hissetmeye başlıyorsunuz. İlk karşılaştığınız Marina oluyor. Tesis içinde oturmayı özendiren kafeler, restoranlara yukardan bakıp ilçe merkezine geldiğiniz zaman hiç bilmeyen birinin bile kolayca anlayabileceği Finike’nin en ünlü meyvesi portakalın dikilmiş heykeli duruyor. Sağınızda alabildiğine uzanan bakir bir kumsal var.

0 Comments:


Zirve100 Sayac
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac

blogger templates | Make Money Online